Mekanlarınızda işveren bazlı isteklerle o mekanda tasarım istese de, iç mimar kurgusu, plan çözümleri, işlevsellik, estetik, uygun oranlar ve ölçeklerle mekanı tamamladı ve beğenildi ve devamında herkes mutlu olur ve para kazanmaya başlar veya konutta işveren mutluca yaşamını sürdürebilir. Bu normalde zaten olması gerekendir. Bir de konsept, tema meselesi vardır. Genelde gerçekten iddialı işverenler tarafından ve belirli bir bilgi düzeyde mimari, iç mimari bilgisi olan müşteri tarafından duyulacaktır. Genelde işletmelere müşteri çekmek , prestij için yapılan kafe, restoran, oteller ve rezidans gibi lüks konutlarda popülerdir.
Konsept bir mekanda belki başlarken düşünülmeli veya proje veya uygulama ortalarında başlamalıdır, çoğunlukla bir tasarım unsuru olmadan yapılmaktadır. Örnek verecek olursak , ben burada hapishane konsepti istiyorum dediğinde demir parmaklıklı bir kafe ve selfie alanları görebileceğiniz genç ağırlıklı müşterisi olan bir cafe tasarımı göreceksinizdir. Bunun içeriğiyle nereden başladığıyla ana fikiri çıkış noktasını kimse sorgulamayacaktır o nedenle bir ana unsura bağlı olmak zorunluluğu yoktur ve gayette konseptin konut dekorasyonu , restoran , cafe dekorasyonu , otel iç mimari proje uygulamarında işletmeye para kazandırması ve en güzel reklam çeşidi olan kulaktan kulağa olarak varlığını sürdürecektir ve herkes yine mutlu olacaktır. Fakat bir de gerçekten bir mekanda , o dönemin orada satılan bir ürünün hikayesiyle çıkan konseptler vardır ki , her şey birbirine uyumlu, şahane bir ambiyansı olan mekanla hem mimari doygunluk, hem seyir zevki , hem işletme prestiji ve kazancını katlamaktadır ve uyum içinde varlığını sürdürülmektedir. Genelde bu harika işler mimar ve iç mimarlara emanet edilen dekorasyoncu ve uygulama ekiplerine emanet edilmeyen işler olur, konseptle, tasarım, proje bir araya gelir ve mimari doygunluğa ulaşılır.
